19 Nisan 2012 Perşembe

İşte Kırmızı Hırkam ..........;)

Sonunda tığ işi ördüğüm hırkam bitti.
Ve sizinle Paylaşmak istedim.
Ütüledim tül gibi oldu.
Tam istediğim gibi.Askılı ve japone kollular için ideal oldu.
Bakalım sizde beğenecekmisiniz?
Bu sabah size günaydın diyen Hırkam olsun.
Şimdilik sevgi ve muhabbetle kalın.







Kollar ayrı örülüp ,tığla zig zag yaptığım 4 zincirle ekledim

kolun  sadece ortasında olan motif



17 Nisan 2012 Salı

Buda Gecenin son SÖZÜ..



BENİM EN KÖTÜ HİKAYEMİ,
EN GÜVENDİĞİM İNSANLAR YAZDI...


Cemal Safi


Yine İstanbul'daydım

Yine Sağlık kontrolüm için  İstanbuldaydım.İşimiz erken saatte bitince Önce biraz istinye park ziyareti.Ben gezinirken eşimde Kahvesini yudumluyordu.Ama onu Kahve keyfinde yanlız bırakmaya kıyamadığımdan mıdır yoksa benimde canımın kahve istediğinden midir bir saat sonra bende ona katıldım .Eşim bu sefer Ortaköy e gidelim mi? diye sorunca,hemen hadi o zaman dediğimi hatırlıyorum da,  taksiye apar topar nasıl bindiğimizi hatırlamıyorum.Sinirli genç bir taksi şoförüyle hızlı bir yolculuk.Trafik sıkışıklığı.Galatasaray-Beşiktaş Maçının ,insan kalabalığı arasından sıyrılmamız.İlginç bir yolculuktu.Her gün bu trafiği yaşamak zordur herhalde insanın sinirleri dayanmaz bu strese dediğimde ; Şoför Biz sinirlerimizi aldırıyoruz,birde her söyleneni duymuyoruz.Duysan insanın başı belaya girer dedi.İnsanların ağzı bozuk ,küfürün bini bin para.Kadınlar bile trafikte ağzını bozuyor,hareket çekiyor,duymayacaksın ,görmeyeceksin dedi.Meğer şoförümüz bu konulardan dertliymiş.Ben de yaraya tuz basmışım meğer istemeden.Neyse Ortaköy e yakın bir yerde inip biraz yürüyerek sahile ulaştık.Biraz gezindik.Eşim boğaz turu yapalım mı? deyince.Biraz irkildim.Çünkü beni deniz tutar.Birazda hava rüzgarlı galiba falan dedim ama baktım baya ısrarcı. Tamam be dedim.Battı balık yan gider.Bin kızım Canan Bu kadar insan biniyor sende bin, bir cesaret bindim Gezinti teknesine.Hava aslında çok güzeldi.Korkunun ecele bir faydası yok derler ya benim ki de öğle oldu işte. On dakika içinde hareket ettik.Gerçekten İstanbulu denizden görmek harikaymış meğer.Bu fırsatı tepmediğime çok sevindim.Eşime de buradan teşekkür ediyorum.Biraz ısrarcı davranmasa ben asla ayağımı o tekneye atmaz, hatta civarına bile yaklaşmazdım.


".Teşekkürler Nail Bey Israr Edip Beni Boğaz Turuna Cesaretlendirdiğiniz İçin"


Teknede Türk olarak bir elin parmakları kadardık anca.Geriye kalan yolcuları turistler oluşturuyordu.Bu boğaz turu çok hoşuma gitti.İnsan kalabalığından ve trafikten uzak İstanbulu başka bir gözle seyre doyamadım.Eşime geldiğimizde gene bunu yapalım dediğimde Hayret dolu gözleriyle bana bakıp sadece şaşkınlıktan  başını  sallayabildi .Onu şaşırtmıştım buda benim hoşuma gitti.İşte bende adamı böyle şaşırtırım..
Turumuz bir saat sürdü.Denizden o boğazın incisi eski yalıları görmek farklı duygular uyandırdı içimde.Bu sefer incik boncuk alamadım ama keyifli anlar yaşadım.Çoğunuzun İstanbul u iyi bildiğini biliyorum.Belki sonsuz sayıda fotoğrafını gördünüz.Ama isterseniz birde benim gözümden görün İstanbul u.Bu günlükte bu kadar. 
Sevgiyle ve Muhabbetle kalın.


İşte  benim gözümden İSTANBUL..............................................................................................................
(Eşimin Ortaköy e götürme sebebi.Şöyle boğaz köprüsünü tüm güzelliğiyle göremedim diyordum.Oda her iki köprüyü de görebilmem için seçmiş.Havaalanına dönerken saat 21.30 civarı gece manzarası daha güzeldi.Taksimden Havataş servis otobüsüne bindik.Otobüste de Fotoğraf çektim  fakat cam parladığı için o kareler yok onuda siz hayal edin artık.)



























Atamın Savarona sını gördüm.Ama ona Millet olarak iyi bakamamışız.



Şu Martı olup İstanbul semalarında süzülmek güzel olurdu