3 Mart 2012 Cumartesi

Rejim mi? Sağlıklı beslenme mi?



Ben de baharın bu ilk günlerini kendime sağlıklı beslenmeye geçiş takvimimin başı olarak kabul ediyorum.




Bu günden itibaren daha sağlıklı beslenmek için emek ve zaman ayıracağım. Aslında bunun için hep niyetim vardı. Ama niyetin daha fazlası gerekiyordu.Tatlı vaz geçilmezlerim arasındaydı. Ama vaz geçilmez olmamalıydı. Hayat çok güzel. Her şeyiyle yaşamaya değer. E yaşamı bu kadar severken onun uğruna insan  sevdiği tatların bazılarından vaz geçebilir diye düşündüm.




Aslında kilolarımla hep barışık yaşadım. Ama bu vücudumun da barışık olacağı anlamına gelmiyor. Ailemde yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının da olması cabası.  Yaşımın da kırkı aşması daha dikkatli  beslenmem gerektiğini bana hatırlattı. Buna  doktor zoruyla değil kendi isteğimle başlamak istedim.


Ve çok rahatına düşkün biri olarak hareketi hayatıma sokmak benim için baya zor. Spor salonlarını pek sevmiyorum. Baharın gelmesi bu yönden iyi oldu. En iyisi açık havada yürümek olur herhalde. Soğuk yüzümdeki nevraljiyi de azdırmaz. 


Zamanında her çeşit rejimi denedim. Epey de kilo verdim. ama veriş hızımdan daha kısa bir zaman da fazlasıyla geri aldım. Her rejim reçetesi bana eski kilomun üstüne üç dört kilo hediye bıraktı. 
Aman nasıl olsa veririm derdim, ama veremediğimi görmek istemezdim.  Ama şimdi kabul ediyorum ve bu günden  itibaren yediğime içtiğime dikkat edeceğim. Şu yukarı da zıplayan şeyleri sadece kendimi ödüllendirmek için  en az üç kilo verdiğimde bir tane yiyeceğim.


Rejimler hep Pazartesi başlayıp Çarşamba son bulurmuş ya (gerçi ben sağlıklı beslenme sistemine geçiyorum) ben onun için Cumartesi başlıyorum. Kaide bozulmuş olsun. Ve ne eşime ne de kızlarıma bu kararımdan bahsetmedim. İlk sizinle paylaşmak istedim.



 Küçük kızım  Yağmur uzun zamandır okuldan gelince biraz yürüyüş yapalım mı ? diye sorup duruyordu. İşte bana akşam için yürüyüş arkadaşı da çıktı. Ev de kaldığım da sabahları da yürüyüş yapabilirim. Her şey çok kolay olacakmış gibi geliyor. İnşallah öyle de olur.


Ama kilo vermeye başladığım da  istediğim , beğendiğim modellerin içine girmekte zorlanmamak güzel olacak. 
İçimden geçenleri olduğu gibi sizinle paylaşmak istedim. Benim gibi erteleyip duranlar varsa belki birlikte devam ederiz  ne dersiniz?  
Sağlıklı, mutlu ve dolu dolu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle  bu günlükte bu kadar...
Sevgiyle kalın.....

29 Şubat 2012 Çarşamba

Kırlent mi desem Yastık mı ?



Kırlentler  hep çok hoşuma gitmiştir. Ama insan evine en fazla kaç kırlent alabilirki.
Üç, beş, yedi. Daha fazla. Daha fazla. Ama olmuyor.




Şöyle bahçeli bir evim olursa günün birinde.
Çimlerin üzerini çeşit çeşit örme kırlent ve goblen minderler atacağım.
Çimlerin üstünde lekelenmesin dediğinizi duyar gibiyim.
Varsın olsun hayal bu ya.
Papatyalarla mis kokulu güller eşlik ediyor çay saatimize.
Kurabiyelerimizin kırıntılarını karıncalar taşıyor. 
Fonda kuş cıvıltıları. 
Bahar güneşi ısıtıyor içimizi.
Hoş sohbet ve bol kahkaha.
Sizlerle birlikteyim, hayalimdeki bahçemde.... 


Sizlerle bu gün kalbimin sesini ve kırlent çeşitlerini paylaşıyorum.





























.




























Sevgiyle kalın...



28 Şubat 2012 Salı

NE GÜZELLER

Merhaba;




Eskiden rahmetli annem dikiş dikerken mutlaka dikiş yüzüğü kullanırdı. Ama bende böyle bir alışkanlık olmadığından, evim de maalesef dikiş yüzüğüm de yok. Bu gün bloklarda gezinirken gördüğüm dikiş yüzüklerine bayıldım. Keşke bunlardan bir kaçı benim olsa dedim. Bu güzellikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım sizinde ilginizi çeker.