Aslın da fazla lafa gerek yok. Fotoğraflar her şeyi anlatıyor.Ulu Cami civarında
yorgunluk molası. Etrafımız çok güzel ama bu güzelliğe Meşrubat şemsiyeleri
hiç yakışmamış. Bu tarihi konsepti bozmuş.
Koza Handa çok hoşuma giden yerlerden biri.Çünkü orada porselen dikiş yüksükleri buldum.İnanılmaz iki tane kalmıştı.Dükkan sahibi Bey sadece turistlerin bunlara ilgi duyduğunu söyledi.Ne mutlu ki
bana da iki tane almak nasip oldu.Çocuklar gibi sevindim.
Diğer beğendiğim yerlerden biri de Balibey Han. Buraya geldiğimiz saat 21.30 civarıydı. Meğer burası tam benlikmiş. İçinde çeşit çeşit sanat atölyesini
barındıran bir han. Bu saatte çoğu kapanmıştı. Ama şansıma Ümmihan Ağırman'ın
Cam Sanatı Atölyesi açıktı.
Küçük ama bir o kadar güzel bir atölye. Cam çubuklar Pürmüz gibi bir ısıtıcıyla eritilip metal bir çubuğa sarılarak cam boncuk yapılıyor.Kumda soğutulup daha sonra soğutma fırınına giriyor.
Sonuçta harika bir cam boncuk çıkıyor ortaya. Ben oradayken iki genç kız boncuk yapımını öğreniyorlardı.
Sanatçının camla yaptığı süs eşyaları, takılar,boncuklar harika ötesiydi. Böyle güzellikleri
görüp te almadan durur muyum.Bu cam yüzüğe görünce içim aktı. Parmağıma da denk gelince, böyle özel tasarım bir parçayı hiç kaçırmadım.
15 Haziran günü Yeğenimin Mezuniyet töreni vardı. Hava müthiş sıcak. Organizasyon berbat.
Tören misafir katılım sayısı düşünülmeden hazırlanmış.Stada girerken maça girermiş gibi tek tek içeri alındığı
için büyük izdiham oldu.İçeri girerken ayaklarımız yerden kesildi diyebilirim. Bayılanlar oldu.
Uludağ Üniversitesinin bütün Fakültelerinin mezuniyet töreni aynı gün aynı saatte olunca
Ortaya böyle bir karmaşa ortamı oluştu.İçerdeki ailelerin bir o kadarı da stat dışında kaldı.Düşünün bir.Sadece çocuklarını görebilmek için yurdun çeşitli illerinden
gelmiş aileler. Ama stada bile giremiyorlar.
Umarım bundan ders alınır diye düşünüyorum.
Bu günlükte bu kadar.Sevgiyle muhabbetle kalın.
Hepimize Mutlu hafta sonları diliyorummmmmm.