3 Ağustos 2012 Cuma

Hadi sizde katılın!!!!!.......


Bu gün uyku gözümden akıyor adeta Ama uyumamam lazım. Malum çalışıyorum. Gelen giden laf atıyor.
Ama yok olmuyor. Açılamıyorum. Kahvede yeterli gelmedi. Başladım hayal kurmaya. Önce tatil.Ama deniz
kenarında değil. Orman içinde.Pınarlar arasında.Denizi çok uzaktan ve yüksekten görüyorum. Ayaklarımı 
buz gibi pınar suyuna sokuyorum. Koyu yeşil ve mavi gökyüzü bana huzur veriyor.
Hayalim sürekli bölünüyor.Hesap geliyor.Sonra devam. Ama kaldığım yerden değil.

Bu sefer bahçeli bir evdeyim. Ev eski bir yapı.Ama bana çocukluğumu hatırlatan
 ince ayrınyıları var.
Tek katlı. Eski kiremitleri  yer yer aşınmış.Tahta kapısında eski küflü bir kilit ve tokmak.
Kapı iki kanat. Küçük ama içimi ferahlatan bir bahçesi var.Küçük küçük çiçek tarhları var.

Burnumda hanımeli kokusu. Köşede Mavi boyalı tahta masa ve sandalyeleri. 
Duvara mor salkımlar sarmış. Evin girişini gösteren çakıl taşlı yol.Sakız sardunyaları toprak saksılarda.

Pencerelerin önünü süslüyor. Tahta panjurlar rüzgarla hareketlenip, güzel bir melodi tutturuyor.

Bahçe çeşmesi su damlatıyor. Kuşların sesi kulaklarımda. Bir kedi. kuşları takip ediyor . Sessiz ve tetikte.
Ayağıma tahta bir oyuncak takılıyor. Sendeliyorum. Ama evin içini merak ediyorum.
Giriş kapısına doğru yürüyorum. Perdeler el işi. Saksıdaki ıtırı elliyorum,  mis gibi kokuyor.

İçeriden çok hafif bir müzik yayılıyor bahçeye. Merakım gittikçe artıyor. Adımlarım hızlanıyor.Elim kapı zilini arıyor. Ama yok.

Kapıyı açmak için  kapı kolunu bastırıyorum. Gıcırtılı bir sesle beyaz tahta kapı açılıyor.
Ve Masmavi bir boşluk beni sarmalıyor. Ani bir düşme hissiyle gözlerimi açıyorum.

Sanırım çok kısa bir süre masa başında içim geçmiş.
İşte böyle. Hayal kurayım derken uykuya dalmışım. 
Biraz daha devam edip evin içini görmek çok isterdim. Ama hayalimde canlandırabiliyorum.
Hadi bence sizde katılın.Hayal gücünüzü biraz çalıştırın. Kapıyı sizin açtığınızı varsayalım.
Devamını sizden bekliyorum. 

Mutlu ve bol hayalli  güzel hafta sonu dileklerimi sunuyorum.











31 Temmuz 2012 Salı

Dünyada vicdanın yükselmesi dileğiyle...


Bu gün sizlerle çok değerli bir dostumun karşı karşıya kaldığı  ve bence etik olmayan ve vicdan dışı olan bir olayı dostumun kendi yazısıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.İsterseniz sizde yorumlarınızı BURAYA bırakabilirsiniz. Hepimizin başına gelebilecek acı bir olay.

Ben, yakın tarihte İstanbul Hasdal’daki merhum babamın mezarını ziyarete gittiğimde, üvey annemin bana ve kız kardeşime (ilk eşinden olan çocukları) hiç bilgi vermeden  babamın naaşının üzerine yeni vefat eden kendi ağabeyini gömdüğünü görmenin şokunu yaşayan evli bir çocuk annesiyim.
Merhum babamın ve eşinin bu evlilikten müşterek çocukları bulunmaz iken yasal varisleri olan ben ve kız kardeşimin bu definle ilgili olarak onayımız alınmamış, bize haber bile verilmemiştir.
Sorularımı cevaplamak için vakit ayıracak olan herkese şimdiden gönül dolusu şükranlarımı sunarım.
1. Sizce bu durum etik midir? Değil midir?
2. Siz olsaydınız ne yapardınız?
3. Bu durumu yaşayan başkaları var mıdır?
“Dünyada vicdanın yükselmesi dileğimle”
Sinem (Erbey) Ertuğ
Merhum İnş.Yük.Müh.  Gökhan Erbey kızı

İnsanoğlu bu!!!!!!!!!!............


İnsanoğlu insan kızı bu. Hep yakıp yıkıp bozacak hali yok ya . Bazen de Doğayı bozmadan
bir şeyler ekleyerek böyle güzellikleri de üretebiliyor. Ben beğendim . 
Sizinde düşüncelerinizi merak ediyorum.







Hepinize güzel  ve yaratıcı bir hafta diliyorum.....